10. yüzyıla kadar kadim Türklerde en önemli din Gök-Tengricilik veya kısaca Tengricilik idi. Bu Orta Asyalı bozkırlılar Gök Tengri dedikleri tek bir Tanrı’ya inanırlar ve ölümden sonra O’na kavuşacaklarına yani ahirete de inanırlardı. Eski dünyanın zor şartları karşısında savaşarak er meydanında ölmek onlar için nasıl bir önemli şerefli bir meziyet ise yaşlanarak ölmek de şerefsizlik sayılıyordu. Ölüm ile uçmağa varmak (cennet) onlar için yeni bir başlangıç idi; bu nedenle ölümden korkmazlardı.
Eski devirlerde eski Türkler için Tengricilik’ten sonra en önemli din de Budizm olmuştur. Fakat Batı’ya göç başladıktan sonra önce Bulgar Türkleri kendi istekleri ile 8. ve 9. yüzyıllarda sonrasında da aynı zamanlarda Avar Türkleri zorla Hıristiyan olmuşlardır.
Türklerin toplu bir şekilde İslam dinine geçişleri Talaş Muharebesi’nden neredeyse iki asır sonra yani 10. yüzyılda gerçekleşmeye başlamıştır. Bu dönemde Doğu Avrupa’da İtil Bulgar hanı ilk Müslüman Türk hakanı olurken, Karahanlı Saltuk Buğra Han da halkı ile birlikte toplu olarak İslam dinine geçen ilk Türk Müslüman devletine sahip olmuştur.
Bu arada bir yandan Ortodoks Hıristiyan Doğu Roma İmparatorluğu ve diğer yandan da Müslüman Abbasi Halifeliği arasında bulunan Doğu Avrupa’nın güçlü Hazar Kağanlığı’nda Türkler 8. yüzyılın ikinci yarısında Yahudiliğe geçmeye başladılar. Nihayetinde 9. yüzyılın ilk yarısında Hazarlar, resmî dinleri olarak hahamlık Yahudiliğini kabul ettiler. Böylece dünya tarihinde Hazar devleti İbrani kökenli olmayan tek Yahudi devleti olarak tarihe geçmiş oldu.
Hazarların bu etkisi, doğu Avrupa Yahudi toplumu olarak bilinen bugünkü Aşkenazi Musevilerinin oluşumuna katkı sağlamıştır. sonradan ortaya çıkan Kırımçak ve Karaim Yahudileri Türk kökenliydiler. Ne varki bunların çoğu Naziler tarafından soykırıma uğramıştır.