Doktorunuza Sorular

Doktorunuza Sorular

   Diyelim ki sizde veya bir yakınınızda kanser hastalığı mevcut durumdadır ve daha ilk defa doktorunuza gideceksiniz. Korku ve heyecandan ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Bu konuda neler yapabileceğinizi ve nelerin yapılabileceğini bilmiyorsunuz. Zaten hastalığın kendisi kadar diğer bir korku unsuru da insanın bilinmeyen ile karşı karşıya kalmasıdır. İşte bu bilinmeyene karşı bilgi edinmek, insanın karşı karşıya kaldığı yaman hasımına karşı ‘silahlanabilmesi’ başlatacağı ‘savaş’a karşı hazırlıklı olabilmesine yardımcı olacaktır. Yani hastalığa karşı mücadeleye başlarken hasmınız ile ona karşı verilmesi gereken mücadele hakkında bilgili olmak size faydalı olacaktır.

   Benim okuyucuma tavsiyem şudur. İlk olarak doktora gitmeden önce bir not defteri alın. Bu deftere doktorunuz ile karşılaştığınız zaman soracağınız soruları ve doktorunuzdan alacağınız cevapları not edin. İnsanın bu sıkıntılı döneminde, en azından ilk şaşkınlığı atlatana kadar, kafası karışık olacaktır. Elde edeceğiniz notlar, en azından doktorunuzla neler konuştuğunuzu, sonradan bakarak salim kafayla düşünmenizi sağlayacaktır.

   Bilmenizi isterim ki “aptalca bir soru” yoktur. Aklınızdaki soru ne olursa olsun bu sizi rahatsız ettiği için sizde sıkıntı olmuştur. Hem kendinizi bilgilendirmek, hem de sizi rahatsız eden şeyi rahatlatmak amacı ile sorunuzu soruyorsunuz. Soru sormakta hiç çekinmeyin. Soru sormak sizin en doğal hakkınızdır.

   Sorularınızı sorarkan içinizde bulunduğunuz aşamaya göre soruları bölümlere ayıracağım. İlk olarak sorularımızı, “teşhis öncesi ve sonrası,” sonra “evre saptaması” ve bunun beraberinde getirdiği “tedavi şekli belirlemeleri,” ve “tedavinin neden olacağı sıkıntılar ve beklentiler” şeklinde guruplara ayıracağım. İşte bu çerçevede düşününce doktorunuzla karşılaştığınız zaman ona sorulması gereken asgari sorular şunlar olacaktır: 

TEŞHİS ÖNCESİ DURUM

- Bulunan kitle (veya tümör veya ur) nedir doktor bey? Kanser mi? Ne yapmamız gerekiyor?

Doktor: Şu anda kanser şüphesi mevcuttur. Fakat bu şüpheyi doğrulayabilmek için teşhis şarttır. Şu aşamada henüz teşhis yok, ama şüphemiz var.

- Madem kanser olasılığından şüphe ediyorsunuz, nasıl tedavi edeceğiz?

Doktor: Önce kanseri doğrulayabilmek için teşhisimizi koymamız yani tanıyı bilmemiz gerekmektedir. Kesin teşhis konulmadan tedaviden bahsetmemiz mümkün değildir. Önce tanıyı belirleyelim.

- Doktor bey, tanımızı nasıl koyacağız?

Doktor: Sizden isteyeceğim şu tetkikleri yaptırmanızı rica edeceğim.

   Doktorunuz bu aşamada şüpheli olan hastalığa göre belirli tetkikler isteyebilir. Örnek verecek olursak, diyelim ki doktora akciğer kanseri şüphesi ile gittiniz. Elinizde sadece aile doktorunuzun daha önceden istettiği toraks grafisi (röntgen filmi) ve bu filmde bir kitle görüntüsü var. Bu nedenle bu görülen kitleyi daha iyi belirleyebilmek için şimdi sizden toraks tomografisi istenecektir.

   Kan testiyle kanser teşhisini yapmak henüz mümkün değildir. ABD’deki Harvard Üniversitesi’nde bulunan Prof. Dr. Mehmet Toner’in keşfettiği mikroçipli kan testiyle kandan alınan numune ile milyonlarca hücrelerin arasında tek bir kanserli hücreyi bulmak gerçekleştiyse de bu tetkik yolu şu an halen daha araştırma aşamasında olduğundan rutin tıbbi uygulamada bulunmamaktadır. 

- Doktor bey, istediğiniz tetkiği yaptırdık, şimdi ne yapacağız?

Doktor: Bu kitleyi tanıyabilmek için biyopsi yaptıracağız. Sizi şu doktor meslektaşıma yönlendiriyorum. Bir an önce kendisini görmenizi rica edeceğim.

- Biyopsi için acele etmemiz gerekir mi?

Bilmeniz gerekir ki bazı kanser türlerine karşı zaman çok önemlidir. Yani bazı kanser türleri bir kaç gün veya bir kaç hafta kadar kısa zaman içerisinde hareket edebilirken bazıları yıllar boyu çok yavaş seyir edebilirler. Ama bu aşamada henüz kesin teşhis olmadığı için bir an önce bu biopsiyi yaptırmanızı rica ediyorum.

Şu andan itibaren biyopsiyi yaptırdınız ve patolog da hazırladığı patoloji raporunu medikal onkoloğunuza gönderdi:

- Doktor bey, teşhisimiz nedir?

Doktor: Verilen tanıya göre sizde.... kanseri var.

- Kaçıncı evrede bu hastalık? Yayılmış mı?

Doktor: Evreyi saptayabilmemiz için sizden şu tetkikleri rica edeceğim.

- Nasıl tedavi yapabiliriz?

Doktor: Bu hastalıktan beklentilerimizi ve tedavisini ancak hastalığın evresini saptayabildikten sonra konuşabiliriz. İlk şüphenin ortaya çıkmasından beri geçen süre hem hasta hem de hasta yakını için geçmek bilmez bir süredir. Genelde şu aşamada korku ve heyecan doruk noktadadır. Hastanın ve yakınlarının bir an önce hastalığa karşı ne yapacaklarını bilmek için sabırsızlanmaları gayet doğaldır.

- TEŞHİS SONRASI DURUM

- Doktor bey, yapılan tetkikler sonrasında ortadaki durum nedir?

Doktor: Görünen o ki, hastalık bu.... evrededir.

- Bu hastalıktan kurtulma imkanımız var mıdır?

Bu sorulan soru, başlangıçtaki en kritik soru durumundadır. Çünkü bu sorunun cevabı hastanın ömrünü saptayabilecek niteliktedir. Saptanan evreye göre hasta ya kurtulacaktır ya ömrü uzatılacaktır veya sadece rahat ettirilecektir. Bu nedenle bu sorunun cevabına iki değişik örnek sunacağım.

Hastalık erken evrede yakalanmışsa:

Doktor: Hastalığı erken evrede yakaladık. Yani yapacağımız müdaheleler ile hastamızı tamamen iyileştirmeyi hedefliyoruz.

Yayılmış yani ileri evredeki hastalık durumunda verilecek tipik cevap şudur:

Doktor: Elimizdeki bilgilere göre hastalık yayılmış. Bakın hastalık “şu, şu” yerlere sıçramış. Bu nedenle bu hastalığı tamamen ortadan kaldırmamıza imkan yoktur.

- Beklentilerimiz neler olmalıdır doktor bey?

Doktor: Yayılmış hastalıkta yapabileceğimiz şey öncellikle hastayı rahat ettirmek, yani hayat kalitesini iyi durumda tutmak ve mümkünse daha iyi duruma getirmektir. İlk hedef bu olmalıdır. Diğer hedefimiz de, mümkünse, hastamızın hayatını uygulayacağımız tedavilerle uzatmak olacaktır.